Cezaevinde saygıdeğer bir beyefendi vardı bizim koğuşta.
Kleptamoni’ye müptela olduğundan o derece mahcub olurdu ki.
Ailesi de yüksek düzeyde insanlardı, kimi Emniyet bürokrasisinde kimi devletin diğer organlarında üst düzey görevlerde.
Ama adamda böyle bir hastalık vardı işte.
Bizimle sohbet etmeyi severdi.
Benim yaşım o zaman sanıyorum 18 veya 19 idi, o ise tahminen 40’ın üzerindeydi.
Bir gün bize sohbetin sürükleyip getirdiği bir sonuç olarak mahlas isim vermek istedi.
Bana “deli fişek”, Rıfat’a ise “Şahbaz” lakablarını uygun gördü.
Sordum bu “deli fişek” nedir nedendir diye.
Dedi ki, “Japonların tek kişilik intihar komandoları vardı, tek kişilik uçaklar ile düşman üzerine intihar dalışları yaparlardı.”
Kader-i İlahi işte, benim hayat şeklim de büyük bir camianın mensubu olmama rağmen tek başıma olarak şekillendi.
Ne camiaların sosyal dayanışma gibi nimetlerinden istifade etme, ne sırtını böyle bir güce dayamanın verdiği manevi moral destek… hiç istifade imkanım olmadı.
Hala da tek takılıyorum.
Neden mi aklıma geldi ?
Bu sayfada bir arkadaş bana “sen chp trolüsün” dedi.
Evet evet, bana dedi…
Şu an gülüyorum ama siz görmüyorsunuz.
Ülkücü hareketin içinde yaşadım,
Menzil şeyhi olarak bilinen Muhammed Raşid (k.s.) hz.lerine intisab ettim yani bir dönem Menzil sofiliği yaptım.
1985 yılından bu yana Risale-i Nur araştırmaları yapıyorum. O eserleri didik didik ettim.
Rufai/Kadiri cehri zikirlerine iştirak ettim bir dönem de…
Bu gibi farklı çevreler içerisinde bulunduğum için dışarıdan bakanlar tarafından farklı algılandım.
Rahmetli bir arkadaşım bana bu sebepten “Nur_Se_Ülkücü” diyerek takılırdı. Nurcu, selametçi, ülkücü anlamında.
Çalıştığım hastanede namazım, yaşantım ve konuşmalarımdan dolayı Erbakancı diyenler olduğu gibi; hastanenin bağlı olduğu belediyenin başkan yardımcısının ülkücü bıyığı yasağı koymasına tepki olarak bıyıklarımı sarkıttığım veya geçmişimden haberleri olanlar için de bir faşist olarak nitelendirildim.
Aslı şudur, körü körüne hiçbir şeyin bağlısı değilim.
Rahmetli Çatlı ile aramız da bu sebepten açıldı.
Bizi yetiştiren ağabeyimizi terk edip genel merkez safına geçmeyi mertçe bulmadığımızdan dolayı Çatlı ile karşı karşıya geldik ve malum hadiseler yaşandı. Yani tercihimizi, teşkilatta bir esas olan merkezi otoriteye kayıtsız şartsız itaat yerine, vicdanımızın gösterdiği yerde duruş göstermek olarak yaptık.
Daha sonra ise, Muhsin Başkan ile birlikteliği tercih edip BBP tarafında duruşumuz da yine aynı sebeptendir.
Paylaşımlarımın doğru anlaşılması için bilinmesinde fayda gördüm.
Doğru bildiğimi yapmaya çalışıyorum. Özetle bu.
İlk yazdığım kitabın konusu da bir davanın şahıslara değil hakikatlere yaslanması gerektiği üzerineydi. Evet, şahıs ölür dava biter. Halbuki hakikatler ölümsüzdür. Resulullah’ın (asm) irtihalinde, Hazret-i Ebubekir (r.a.) efendimizin Hazret-i Ömer (r.a.) efendimize uyarısını hatırlayın.
Hazret-i Ömer’in (asm): “Resûlullah ölmemiştir ve sağdır. Ona sadece Hz. Musa’ya ârız olan saika gibi bir saika arız olmuştur. Kim Muhammed öldü derse onu kılıcımla iki parça ederim.”haykırışına mukabil, hazret-i Ebubekir (r.a.) efendimiz şu cevabı verir: “”Kim ki Muhammed’e (a.s.m.) tapıyorsa, bilsin ki, Muhammed (a.s.m.) ölmüştür. Kim ki Allah’a ibadet ve kulluk ediyorsa bilsin ki, Allah Hayy’dır, ölümsüzdür.
Yani, değerlere, hakikatlere bağlı olmak esastır.
Bugün kahraman ilan ettiğin fani bir şahsın yarın ihanet edeceği tutar veya ayağı sürçer bir kabahat işler, mahcub olursun bugünkü ilanına…
Ama hakikat değişmez ve aldatmaz.
Bilmem anlatabildim mi…
Yorumlar :
Metin Kuzçalı : Ufkumu actin,kalbimi genişlettin üstâd.Allâh razı olsun.Düstur şu olmalı ki,dinime hizmet eden baş tâcı,ayrilan babamda olsa tuuu.
Ömer Özen : Ben anladım. 50 yaşını epey gectiginizi zannediyorum. Ülkemizde ortalıkta dolaşan kitaplar şimdi çok fazla. İyi bir klavuz bulmayanlarin ömrü yetmez her şeyi okuyacağım derse… Ama 1976 lise mezunuyum. Biz okumaya aç idik ve kitap yoktu. Ne ciktiysa ilk idi ve hepsini okuduk. Coguda tercume idi. Mısır Pakistan Suriye Libya Avrupa hatta 1979 sonrası İran…. Mahreçli herşeyi okuduk. Bu bizim jenerasyon da sağlam fikriyat oluşturdu. Bunu 65 yaşındayım, artik daha iyi görüyorum. 1980 de içeri düşen mümin gencler mücadele ederken okumaya vakitleri olmayanlar idi. Tefsir vb ve akabinde tarik konusunda epey mesafe aldılar. Ancak şunu herkes bilsinki benim gibi İHL mezunu olanlar hem İSLAMİ ana ilimler ile cari olan seküler bilimleride hercümerc etmek zorunda kaldı. MALUMAT ile BİLGİ yi ayird etmekte fazla zorlanmadi. FİRASET kazanmak zor zanaat. Bu anlattığımin anlaşılması icin bir örnek gerekirse, RTE nin de benim gectigim yoldan gectigini bilmelisiniz. Bu önemli konuyu, bir yorumda ancak bu kadar anlatabilirim
Allah hepimize FİRASET ve selamet versin.
Veysel Bektaş : Ömer Özen Amin
Kenan Kılıçaslan : evet hacım, tevellüdüm 1957
Alaettin Aydın : Seni Allah İçin Çok Seviyorum Kenan Ağam Allaha Emanet Olasın
Kenan Kılıçaslan : Alaettin Aydın can dostlar safındasın abicim
İbrahim Çelik : Allah tamamına erdirsin abey…
Kenan Kılıçaslan : İbrahim Çelik Allah razı olsun abicim
Muserref Özel : Bizde sizin gibi arayışlar içinde geçirmiş kardeşiniz birbirimize duaciyiz Rabbim mutmain olmuş bir kalble emanetini alsın .elimizin dilimizin gücümüzün yettiğince.
Kenan Kılıçaslan : Muserref Özel amin
Ferruh Arslan : Seni 1977 den beri tanıyan ve bundan fazlasıyla memnun kalan birisi olarak, icraatlarına ve söylediklerine kefilim abicim.
Her ne kadar layık olamasam da, hayatımda bir abimi bir de senin gibi abilerimi örnek alarak yürümeye çalıştım. ALLAH bilgini, ilmini uzun eylesin, şaşırtmasın.
Kenan Kılıçaslan : Ferruh Arslan eş dost ahbabı sayarken sen liste dışı kalıyorsun abicim
Kenan Kılıçaslan : çünkü sen hariçte biri değilsin ki bir listeye ilave olasın, kardeşten ötesin
Ferruh Arslan : Kenan Kılıçaslan tevazuu göstermeye gayret ederken, muhtemelen tam ifade edememişim ‘Her ne kadar layık olamasam da’ Kısmını satır başı yaptım, belki maslahatım anlaşılır.
Ama Senden bunları duymak beni ayrıca sevindirdi. ALLAH a emanet olasın.
Kenan Kılıçaslan : estağfirullah abicim
Vedat Özgül : Sana chp trolü diyen musade etseler Tayyip Erdoğan heykelini her yere diker. Davasız şuursuz bir güruh oluştu. Sorsan herkes karşı tarafa daha çok laf sapliyor. Bütün melekeleri bu laf saplamak
Kenan Kılıçaslan : Vedat Özgül hariçteki hastalıklarla boğuşurken, dahildeki üstelik aynı türden rahatsızlıklarla yüzleşememiştik. Şimdi uç vermeye başladı o hastalıklar
Munaylı Hacı : Sayın Kılıçaslan hayatınız bayağı renli geçiyor sizi reise benzettim çekirdekten yetişme diye buna derim Allah razı olsun kim bilir ne zorluklar çektiniz temiz ve başarılı bir hayat gençlere örnek güzel bir yaşam uzun omurler dilerim
Kenan Kılıçaslan : Munaylı Hacı teşekkür ederim
Naci Doğan : Ömrün bereketli olsun Allah var etsin, kadim dost..
Kenan Kılıçaslan : Naci Doğan eyvallah can gardaşım
Şemsettin Kılınç : Cenabı Hakk Bakiye i ömrünüzü sıratı müstakim üzere daim eylesin, sizin gibi kıymetli abilerimden Allah cc ebediyen razı olsun
Kenan Kılıçaslan : Şemsettin Kılınç teşekkür ederim Allah razı olsun abicim
Nizamettin Kılıçarslan : Atın iyisine doru yiğidin iyisine deli derler emmi oğlu çok sıkıntılar çektin Allah kalan ömrünü hayırlı eylesin
İlk yorum yapan siz olun