Yıllar evvel…
Bizim Dergah Dergisi’nde yazdığım sıralarda.
Bir okuyucu mektubu aldım.
Zarf çok kalındı.
Açtım, sayfalar dolusu bir mektup.
Çok dikkatli bir gözlemcinin dilinden yazılmış enteresan bilgilerle dopdolu.
Üşenmemiş, o kadar sayfa dolusu bilgiyi kaleme almış ve postalamış arkadaş.
Yabancı olmadığı, içimizden birisi olduğu da hem bilgilerden hem üslubundan belliydi.
Tekrar tekrar okudum mektubu.
Yılanların Öcü filminden başlıyor, o filmdeki sembollerin neyin karşılığı olduğunun açıklamalarını yapıyor.
Buradan hareketle ülke çapında bir örgütlenmeye işaret ediyor.
Bu örgütlenmenin bizim teşkilat içerisindeki ayağına vurgu yapıyordu.
Yani, mektuba göre bizim camia içerisinde de hiçbirimizin aklına gelmeyecek mahiyette farklı bir örgütlenme vardı ve biz bunu sezemiyorduk da.
FETÖ veya komünist kökenli bir örgütlenmeyi kast etmiyorum ama yazmayacağım ne olduğunu.
Hassas bir alan çünkü.
Hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Çoğu insanın arka planında başka hesaplar var.
Çoğu tanıdığımızın gerçek kimliği farklı.
Ve böyle olduğunu anlayabilmek için bazen 40 sene geçmiş olması icab ediyor ki bu da bizim ne derece saf, ne derece kolay aldatılabilir olduğumuzu gösteriyor.
Bazıları 30 sene 40 sene bekliyor asıl vuruşunu (!) yapmak için.
Bu 30-40 sene seninle beraber kavgaya da girebiliyor, seninle cezaevi de yatabiliyor… Çok enteresan.
İçimizden bir çok insanın gerçek hüviyetini ortaya çıkarttık.
Teşkilatçılık tecrübesi kısmen bunu sağlıyor ama insani yönümüz diri kaldıkça çoğu da gözden kaçıyor, bunu itiraf etmeliyiz.
Şimdi yeni çalkantılara bakınca yine bazı şeyleri görmeye başladım o sebeple aklıma geldi.
Yorumlar :
Vedat Özgül : Göremediklerimiz olabilir. Dillendirirseniz Zihni’miz o yönde de alarm da olur
Naim Gunduz : 1-2 tane tespit ettiysek 8 tanesi gozden kacmistir, ULKUCULERIN BOLUNMUSLUGU BUNUN DELILI
Kenan Kılıçaslan : 18 Şubat 2016’da burada paylaştığım bir yazıdan şu paragrafı aldım: Eski arkadaşlarım bilsinler ki, bizim dönemimiz ekim mevsimiydi. Bizi ektiler, şimdi hasat edecekler. Asıl savaş asıl kavga şimdi başlıyor. Bu sebeple, eski gözlüklerle hadiselere bakarsanız, ortalıkta dönenleri de doğru seçemez, girmeniz gereken mevziyi de şaşırırsınız. Eski yapılar, eski isimler, eski ünvanlarla ortada duranlara eski yaklaşımlar ve sahiplenmeler ile bakarsanız, onlardaki mahiyet değişimine kör kalırsınız. Halbuki er zannedilen bazılarının hünsa olduğu ortaya çıktı; eskiden mescid olan bazı yerler bugün umumhane oldu; eskiden dua olduğunu sandığınız yazıların bugün ölüm muskası olduğu anlaşıldı.
Bu yüzden Bediüzzaman’ın şu sözünü dikkate almak icab ediyor: “eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl…”
Vedat Özgül : Bu yazı önemli buna dair yazılar hala kendi idollerinin o makamlarda olmadığını anlatan bir yaklaşım. Bu konuda yazı yazarsanız mükemmel olur derim ben
İlhan Ilerisoy : Bir zamanlar adam zannetiklerimizin çogu adam değil,insan bile olmamış,
Yusuf Yeter : bizim dergah dergisi bizim bu gurbet elelrde kimligimizi kisililigimizi korumumizda cok büyük katkisi avr cikaranlardan yazanalrdan rabbim razi olsun hayatimboyunca ölene kadar onlara duaciyim inseALLAH isimlerini hep ezberlemistim hepsi cok cok degerli insanalrdi helde hüseyin yurdakulu hic unutamiyorum hepsininde elelrinden öperim rabbimyar ve yardimcialri osun o insanalra cok sey borcluyiz bizler haklarini helal ederlermi bilmiyorum bizlere bizler ökücüyüm diye gecinen ülkücüleriz onlar davanin cilesini cektilar malesef degerleini kiymetlerini basta mhp teki arkadasalri anlaymadi bilemedi cok sey avr aslinda yazilacak ama hersey her yerde yazilmiyor iste kenan bey kardesim hakkini helal et bize sizin cok emeginiz var bizde allah razi olsun sizlerden #
Necdet Yalçıner : ESKİ İŞÇİ PARTİSİ, ŞİMDİKİ VATAN PARTİSİNE BAKILIRSA YUKARIDAKİ YAZIDA BAHSEDİLEN ŞAHISLARIN BİR KISMI GÖRÜLEBİLİR. DİĞERLERİ ZATEN ALENİ.
18 Şubat 2017 · Ankara ·
İlk yorum yapan siz olun