Bir tarafta kusurat var, diğer tarafta ise irtidat, cerahat, dalalet ve cellat

Kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne bela.. ile tarif edilen onlarca düşman…

Dört yanımız sarılmış deriz.

Doğrudur.

Altı yön var ve her cihetten de saldırı var.

Hariçten bizi boğmak için yaklaşan büyük ve müttefik tehlikeyi inkâr eden ya ahmaktır ya haindir.

Bölge bölge tarifler yapıp bu tehlikeyi belgelendirmeye ihtiyaç yok, bu kadar açık.

Tehlikenin içerideki ayaklarının devletin ve milletin başına açtığı nice gaileler, dertler, belalar ise daha büyük bir felaket.

Bir kaledeyiz.

Kale korumasını bir grup üstlenmiş.

İçeriden ve dışarıdan yapılan her türlü saldırıyı bu grup göğüslüyor.

Kale içindeki ahali ise hayatını asla sekteye uğratmadan her türlü özgürlüğünü tepe tepe kullanıp yaşantısına devam ediyor.

Düşmanla yaka paça kavga edenler sadece o koruma görevi üstlenmiş grup.

Şimdi ben tutup desem ki, “şu kale kapısını tutan silahşörü bir zamanlar yere tükürürken görmüştüm; şu burçlardaki bayrakları tutan korumalar bir zamanlar manavdan karpuz çalıyorlardı; şu kaleye yaklaşan düşman süvarilerine yay kirişini gerip gerip ok atan kişi geçenlerde mahallede hır çıkartmıştı… ilaahir…

Canımızı almaya gelen, namusumuzu beş paralık edecek olan, çocuklarımızı, anamızı bacımızı doğrayacak olan ejderhalarla kıyasıya kavgaya tutuşan bu muhafızlara dair sürekli böyle galeyana getiren kınamalarla kamuoyunu tahrik edip onların dikkatini kale içindeki eleştirilere çeksem…

Enerjilerini bize harcamalarını sağlayıp onları tezyif ve tahkir etsem bu ne derece doğru olur?

Bir tarafta kusurat var, diğer tarafta ise irtidat, cerahat, dalalet ve cellat…

Şu hakikati tekrar ediyorum.

Hükümeti ve Siyasi kadroları insanlar oluşturur.

İnsan ise kusursuz değildir.

Yani, hiçbir hükümet kusursuz olamaz.

Ama ihanet başkadır.

İkisini aynı kefeye koyan, kilo ile ölçülecek nesneyi metre ile ölçen ahmak gibidir

Ülkücü, Alperen, Milli Görüşçü, Nurcu,.. bütün aidiyetler ve tabelaları harmanladığımda, harekatıma ve duruşuma yön veren gerçeğin bu olduğunu gördüm.

Bu adamlara saldırı, düşmana alenen yardımdır.

Zira düşmanı durduran, düşmanla cephelerde boğuşanlar bunlardır.

Bu kadar açık.

Bilmem anlatabildim mi…