İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

SUSUNCA OLMUYOR, SUSMA

Son sözü başta ifade edeyim; herkese anladığı dilden konuşmalı…

Çok karıştırdığımız bir mesele,..

Firavun’a gidin, Ona yumuşak bir dille anlatın” (Kavl-i leyyin) (*) ve “kâfirlere karşı çetin(**) arasındaki dengeyi muhafaza etmek…

Muhataba karşı takınılacak tavrı iyi belirlemeli insan.

Aksi halde ayağa düşüp madara olmanın, saldırganın cesaretini artırıp tekrar tekrar saldırmasına yol hazırlamanın faili insanın bizzat kendisi olur.

Söz anlamaz, laf dinlemez keferelere mülayim davranmak insanı zelil eder.

Bu yanlışı yapıp aşağılanmış hale düşmemeli insan.

“Aç olan canavara karşı tahabbüp etsen (sevgi göstersen),

merhametini değil, iştihasını açar.

Sonra döner geliyor;

tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.”

Her bir kategoriye göre farklı muamele icab ediyor.

Her kafir de aynı değildir, bu sebeptendir ki her bir kafire karşı muamele de aynı değildir.

Küfr-ü cuhudi: Kalb ve dil ile ikrar etmemektir. (şeytan gibi)

Küfr-ü İnadi: İnadî dinsizlik, inadî küfür. Hakikat isbat edildiği halde yine imana gelmemek. Bilip de kabul etmez olmak.

Küfr-ü İnkari: Aslâ Cenab-ı Hakk’ı tanımayıp, İslâmiyet hakikatlarını ikrar ve tasdik etmemektir.

Küfr-ü Meşkuk: Küfürde ve itikatsızlıkta şüpheli olma.

Küfr-ü Nifaki: Dil ile imanı ikrar edip kalb ile itikad etmemektir.

Küf-ü Mutlak: Hiç bir imâni hükmü olmamak, dine âit hiç bir hakikatı, Allah’ın varlığına âit hiç bir delili kabul etmemek. İhsan ve inayet-i İlâhiyyeye karşı şükür etmiyerek fiilen ve kavlen inkâr etmek. (“Neuzü billâh” dine söğmek gibi) Küfr-ü icab ettiren bazı çirkin sözlere de “küfür” denilmiştir

Muattıla: Hâlık’a itikat etmeyen.

Müşrik: Allah’a ortak kabul eden, şirk işleyen. Allah’tan başkasına ibadet eden

Mülhid / Kafir: Hakkı görmeyen ve örten. İyilik bilmeyen. Allah’ı inkâr eden. Dinsiz. İmanın esaslarına veya bunlardan birine inanmayan.

Ehl-i Dalalet: Dalâlette olanlar.

Dalalet: İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah’a isyankâr olmak.

Yukarıda bazıları sayılan her bir kategori insana olduğu gibi her bir farklı karaktere de muamele farklıdır.

Şahıs mümin ve Müslümandır ama hamdır, çiğdir, mütevazı davranışınızı zillet olarak algılayıp size buyurganlık taslıyordur.

Bir komutan evde çoluk çocuğuna sert ve otoriter ama kışlada askere mülayim, yumuşak davransa, ordunun intizamı bozulur, itaatsizlik baş gösterir, evdekilere ise zulmetmiş olur.

Dolayısıyla tek tip davranış kalıbı yoktur.

Şahsa, zamana, vaziyete göre davranış şekilleri farklılık arz eder öyle de olmalıdır.

Mesela İsrail zulmü…

Mesela ülkemizdeki laikçilerin zulümleri…

Bu tür necaset odakları sadece yumruktan anlar. Bunlara karşı zafiyet gösterilmez, bunlara muhabbetle yanaşılmaz, bu tiplere yumuşak muamele göstermekten medet umulmaz. Vurup vurup yıkılacak kibir heykelleridir bunlar.

Facebook’ta paylaştığım görselde her ne kadar sövmek kelimesi geçiyorsa da ben onu sert tavır olarak kullanıyorum. Öyle de anlaşılsın.

(*) TaHa Suresi; 44. ayet meali

Yazıyı görüntüle

(**) Fetih Suresi; 29. ayet meali

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir