İnsanları tek kalıp haline getirmek gibi bir hayal olabilir ama bu imkânsızdır.
Algılarıyla, hisleriyle, ruhi yapısı ve fonksiyonlarıyla, kendisinde hâkim olan esma ve sıfatın tecellilerine göre her bir insan ayrı bir âlemdir ve öyle de olacaktır.
İslamiyet insan ruhuna hayat suyu verirken bu hakikate tam bir mutabakat görülür.
İslam her insanı doktor yapmaya çalışmaz, her insanın ressam olması, her insanın şair olması da öyle.
Bütün bunlar ve daha binlerce kabiliyet, çekirdek olarak insan ruhuna ekilmiştir.
Özetle her insan tarikat ehli olmalı, her insan laik olmalı, her insan sosyalist olmalı, her insan kamalist olmalı, her insan mü’min olmalı gibi hayaller kurulabilir ancak realite asla öyle olmayacaktır.
Öyleyse sosyal hayatımızda bu farklılıkların her zaman mevcut olacağını kabul etmeli, dayatma olmadan kendi değer ölçülerimize davet hakkımızı kullanabilmeliyiz.
İlk yorum yapan siz olun