KELEBEKLER YANMASIN DİYE

Câbir ibni Abdullah radıyallahuanh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Benim ve sizin durumunuz; ateş yakıp da, ateşine cırcır böcekleri ve kelebekler düşmeye başlayınca, onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum, siz ise benim elimden kurtulmaya, ateşe girmeye çalışıyorsunuz.” ^{(Müslim, Fezâil 19; Rikâk 26; Tirmizî)}

* * *

Efendimizin (asm.) bu fermanı neden geldi hatırıma şimdi ?

Kimi var okumaz, dolayısıyla yanlışını öğrenip fark edemez.

Kimisi okur hatta okumaya düşkünlüğüyle tanınır ama doğru olanı okumaz, dolayısıyla kendisini bilgili formatında görüp yaptığının illa doğru olduğu saplantısını yaşar.

Çevresi de onu bilgili hükmünde değerlendirip örnek alır, ona danışır, onu taklid eder, onu hakem yapar, onun onayına doğrulatır yanlışını.

Şeytan bazılarına aklının yeterli olduğunu, başkasının bilgilerine ihtiyacı olmadığını fısıldar.

Bu fısıltıya kananlarda kibir aşama aşama beslenip büyür ve tavan yapar.

Böyle muhtelif sebeplerden dolayı insanların çoğu manipüle edilmeye, niyetlerinin tersine yollara sürüklenmeye, aslında can dostları olanlara en büyük hasım yapılmaya, hatta onların canına susamış hale getirilmeye fazlaca müsaittirler.

Hele onları zayıf damarlarından avlayan nifak ehli de işinde ustalaşmışsa, siper ve mevzi arkadaşınız olması icab eden çoğu insanı size ateşler, alevler püskürten mevzilerde görebilirsiniz.

Baştaki hadiste Efendimizin vaziyeti gibi çırpınıp durursunuz onları uyarmak için, ancak nifakın tesiri o kadar şiddetlidir ki, sizin her el uzatışınız onlar tarafından silah sıkmak olarak algılanır.

Nifakın şiddetini ve mukabilindeki aczi itiraf ediyorum.

16 Şubat 2019