İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

MUGALATA

İmansızlık hayatı daha dünyada iken cehenneme çevirir.

Kainatın dizginsiz bir başıboşlukta seyeran ettiği düşüncesi, her an ölüp dipsiz bir kuyuya düşüp karanlığın içerisinde kaybolma korkusu gibi endişeler kalbi ve ruhu boğar.

Sefahetler, eğlence etkinliklerinden dışarı hiç çıkmamaları bu yüzdendir.

O manevi azabı hissetmemek için çareyi bunu hissedecek olan duygularını iptal etmekte, asla akla getirmemekte buluyorlar.

Aksi halde korku ve endişe kâbusundan yaşayamayacaklar.

İşte bazılarının ahiret inancına bir imdad ipi olarak sarılmaları bu sebepledir.

Ya ahiret varsa ihtimali onlara nefes verir.

Fakat onlara madem ahirete itikadın var öyleyse oraya gidince mes’uliyetlerden kurtulmak için burada dinin icablarını yapman gerekmez mi, denildiğinde bu sefer de terazinin ya ahiret yoksa kefesine sarılır.

İşte bu hale MUGALATA denilir.

Sözlükte “yanılmak, hata etmek” anlamındaki galat kökünden türetilen mugālata (safsata), terim olarak, mantık hilelerini kullanıp dil cambazlığı yaparak muhatabı yanıltma, safsata, demagoji manasına gelmektedir.

28 Aralık, 01:40  · 

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir