Devletin resmî dininin İslam olduğu ibaresi anayasadan çıkarıldığı yıl, 1928’de,“Türk’ün Yeni Amentüsü” başlıklı bir kitap yayınlanmıştır; Türk’ün yeni amentüsü devlet tapıcılığının ve milliyetçiliğin dinleştirilmesinin amentüsüdür:
“Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal’e, onun cengâver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim. İyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medenî cihanda en büyük mevkii kazanacağına, hamaset destanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi’nin Allah’ın en sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulusuyla şehadet eylerim.”
(1928’de basılan ve geliri Tayyare Cemiyeti’ne bağışlanan “Türk’ün Yeni Amentüsü” adlı kitap- Dönemin Kemalist çizgideki meşhur gazetesi Hâkimiyeti Milliye tarafından bastırılmıştır -Üstteki metin kitabın ilk sahifesinin Osmanlıcadan Türkçeye çevrisidir).
-Kitabın orjinali Osmanlıcadır ve içeriği Kemalizmle ilgilidir.-
Eyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medeni cihanda en büyük mevkiyi kazanacağına, hamaset dasitanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi’nin Allah’ın en sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulusi ile şehadet ederim… (Kitabın ilk sayfasından alıntı)
60 sayfa, 13×19 cm. ölçülerinde, temiz kondisyondadır.
Türk’ün yeni amentüsü devlet tapıcılığının ve milliyetçiliğin dinleştirilmesinin amentüsüdür:
Samsun milletvekili Ruşenî Bakır’ın, bundan iki yıl önce, 18 Ekim 1926’da çıkan “Din Yok, Milliyet Var” isimli kitabı Mustafa Kemal tarafından dikkatle okunmuş, kitaba notlar alınmıştır:
“Bizim kutsal kitabımız, bilgiyi esirgeyen, varlığı taşıyan, mutluluğu kucaklayan, Türklüğü yükselten ve bütün Türkleri birleştiren ‘ulusalcılığımızdır’. O halde felsefemizde din kelimesinin tam karşılığı ulusalcılıktır. Ulusunu seven, ulusunu yükselten ve ulusuna dayanan insan, her zaman güçlü, her zaman namuslu ve her zaman onurlu bir insandır.”
(M. Kemal’in bu paragrafa notu: “Aferin! Alkışlar.”)
“Hangi ulusun yüceliği, Türklüğün ululuğu kadar tarihin bilinmeyen enginlerine uzanmıştır?
Ve en nihayet hangi ulus ölürken Azrail’i tepelemiştir.
Dünyada Türk olmak kadar onur mu var?
Ve Türk olmak kadar ‘din’ mi var?”
(M. Kemal’in notu:“Aferin, aferin!”
Yorumlar :
Ergun Açıkgöz : meseleyi bu noktaya kadar dipcikle indirdikten sonra , bu milletin kendi asli benliğine bir türlü dönemeyişini anamak hiçte zor değil.. Bir millet düşünelimki, tüm dünyayla savaşmış , muvaffak olmuş, ancak elindeki silah kendi beynine patlamış ve halen yaşıyorsa, bitkisel hayattır tıbben bunun adı. Yani bugünkü Türkiye…
Melek K. : Bir nüshasını bulup incelemek isterdim. Içimizdeki yazarlarda bir reddiye yazmalı elbette : )
Kenan Kılıçaslan : fiyatı 45 lira civarındaymış,
Melek K. : Cehalet bile parayla satılıyor : ). Bulurum inşaellah.
Ramazan Özalp : Kitap 1928 yılında yazılmasına ragmen şu an 45 Tl.ye satışta.
http://www.nadirkitap.com/turkun-yeni-amentusu…
Melek K. : Bu siteyi bende gördüm, altta malesef “Bu ürün satılmıştır.” notu var. Bulmamız gerekiyorsa, buldurur O. Tesekkür ederim.
http://www.nadirkitap.com/turkun-yeni-amentusu…
linki yalan, iftira diyeceklar olabilecegi düşüncesiyle vermiştim.
Şenol Özbek : Aslında o dönemin tarih kitapları üzerinde yoğun bir inceleme yapmak gerekiyor.. Ben bir ara yeltendim fakat aşırı pahalı.. Asıl sır oralarda..
Ramazan Özalp : Şenol bey ,cumhuriyetin ilanından sonraki TBMM arşivleri yasak olmasa açık olsa sizin gibi araştırmacılar için bol döküman bulunur kanaatindeyim.
Şenol Özbek : Asıl sır sosyal ve siyasi hayattaki somut tezahürlerde bence.. Ders kitaplarından bile eminim çok şey çıkar..
Melek K. : Türkiye/Ankara da ikamet edenler ilgilenmeye değecek bir kitabevi. www.sanatkitabevi.com.tr
Aradigim kitab yok malesef fakat:
Cumhuriyet Tarihi ( 1923 – 1950 )
Cumhuriyet Tarihi (1951 ve >>>)
Genel Türk Tarihi
Kurtuluş Savaşı
Osmanlı Tarihi ( 13 – 18.yy.)
Osmanlı Tarihi ( 19 – 20.yy.)
…
Atatürk
…
Ermeni Sorunu
…
Gibi konularda geniş bir arşivleri (varmış gibi görünüyor).
Reklam filmi gibi oldu. Emin olun kitab evi ile hiç bir maddi manevi bağım yoktur : )
Kenan Kılıçaslan : belki de sır şu cümlelerde:
Büyük Doğu’nun yirmi dokuzuncu sayısında; “Lozan’ın İçyüzü” diye yazılan makaleden.
İngiliz murahhas heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en mânidar sözünü söyledi. Dedi ki:
“Türkiye İslâmî alâkasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliği etmiş olur ve Hıristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de kendisine dilediğini veririz.”
devamı da var ama yayınlamıyorum
Şenol Özbek : Bu tür kitapları gitti gidiyor ya da nadir kitap üzerinden mukayeseli almakta fayda var.. Sanat kitap evi de fena değildir.. Daha da doğrusu Ankara’da sahaf kültürü çok gelişmemiş..
Kenan Kılıçaslan : duramadım…. aynı makaleden birazcık daha naklediyorum:
Lozan Konferansının ikinci sayfası:
“….. Artık herşey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dini terk ile herşey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve İsmet hükûmeti) bundan böyle, bu millette, İslâmiyeti katletmek prensibiyle hareket etmekte, hasım dünyanın kumandanlarından, yani düşman ehl-i salip kumandanlarından, dini vurmakta daha hevesli olduğu ve örnekler vereceği ve bilhassa hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası altında çalışacağı şüpheden varestedir.”
Melek K. : Yazarın (!) ilginç bir kitabina daha rastladim “İSTANBUL MU ANKARA MI – FATİH MEHMET Mİ ATATÜRK MÜ?”
Melek K. : Teşekkürler Kenan bey. Biraz daha israr etsek, kitabin tamamını nakledersiniz belki : ).
Kenan Kılıçaslan : cezaevini henüz özlemiş değilim, ilgili kanunun ilgasına kadar teneffüse çıkıyorum :d
Kenan Kılıçaslan : Karanfil sokaktaki Dost Kitabevi de bu hususta oldukça zengindir, ellerinde mevcut değilse bile siparişle getirtiyorlar. Ancak ben bu özelliklerini ticareten fazlaca mübalağalı kullandıklarını gözlemliyorum zira çok pahalı satıyorlar. Müşterileri daha ziyade sol cenahtan insanlar. Kur’an islamına dönelim diye bağıran meşhur zatn kitaplarıyla İslam’a sıcak bakanları tabiri caiz ise söğüşlediği gibi, bazı yayınevlerinin de sol cenahı sömürdüğünü düşünüyorum.
Kenan Kılıçaslan : Bu gerçeği ilk kitabımı yayınladığımda gördüm. 1990… O zamanın şartlarında benim yayınladığım kitabın ölçü ve düzeninde bir kitap azami 2 Lira idiyse, piyasadaki benzerlerinde 10-15 Lira fiyat görünce çok şaşırmıştım. Halbuki maliyeti yaklaşık 1 lira veya biraz aşkın idi. O sahada da her kesime dönük muazzam bir istismar olduğunu anladım.
Kenan Kılıçaslan : hangi paragraf ?
Kenan Kılıçaslan : Kitap ile ilgili şu yorum enteresan geldi bana:
“devlet tapıcılığının ve milliyetçiliğin dinleştirilmesinin amentüsüdür”
Melek K. : Amentünün metnini de ben aktarayım:
“Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal’e, onun cengaver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim. İyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medenî cihan-da en büyük mevkii kazanacağına, hamaset destanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi’nin Allah’ın en sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulusuyla şehadet eylerim.”
Yine en enteresan nokta: Taklitler her zaman aslını yüceltir ve yansıtır.
Hiç kuşkum yok ki her birimizin aklına yalancı peygamber Müseylemet’ül Kezzab gelmiştir. O da bir takım gülünç sözler dizip Kur’an diye okurdu. Uydurduğu laflardan bazıları şunlardı: “Fil nedir? Filin ne olduğunu sana ne bildirdi? Onun hurma lifinden ip gibi kuyruğu ve uzun hortumu vardır.
“Bu Rabbimizin yarattıklarından azıcığıdır!”
Türk’ün yeni amentüsüne ne çok benziyor : )
Tayfun Kütük : burda yorum yazan birçok arkadaşı 80 öncesine dayalı olarak azda olsa tanıyorum erkeklerin akıl bali olduğu yaş kaçtır yoksa şeker verip kandırıldınız mı 80 öncesi derken bunu anlamak zordeğil sanırım milletlerin herzaman dinleri olmuş ve bunu yaşamışlardır ,bu kıtabın yazdıklarına değil yazana bakmak lazım kimdir bu….
Melek K. : Tayfun bey, imladan sebep yazınızı çözmekte zorluk çekiyorum. Itham mı var hakaret mi anlayamadım. : 30 sene öncesini sorgulamadık kanımca. Sadece bir kitab hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Rahatsız olduysanız, rahatsız oldugunuz noktayı dile getirmeniz mümkün mü?
Murat İlkter : Bugüne bakarsınız CHP ve MHP içinde bu zihniyetten çok görürsünüz… Bizim dergide bunların farklı versiyonları daha önce deşifre edildi.. şaşırmayınız lütfen!..
Tayfun Kütük : açık ve net bacım notum
Kenan Kılıçaslan : Buradaki en az 7 kişinin aklını ölçecek kadar aklı bulunan arkadaş !
Ben sizi tanımıyorum… Bilmem sizi burada tanıyan var mıdır? Ancak, -eğer yanılmıyorsam- merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun aleyhinde bazı facebook sayfalarında yorumlarınız olmuştu. yanılıyorsam özür dilerim. Sayfalarınızda Arap düşmanlığı, cemaat düşmanlığı, AKP düşmanlığı, sizden farklı düşünen Ülkücülere düşmanlık, … Hep düşmanlık temalı konular. Bu tarzınızla, bu üslubunuzla dostunuz olsaydı şaşırırdım zaten. Mevzuya balıklama paldır küldür dalışınız, ve diyalog türlerinden polemiği seçişiniz hem de hiç tanımadığınız ve sizden yaşlı insanlara istihza ifadeleriyle saldırı vaziyetini almanızın ilk çağrışımları olarak şimdilik şunları yazmak zorunda kalıyorum: Sık Kullanılanlar (veya rastlanılanlar) Deposundan: Aynı tepeden bakış… Ötekileşen, küçümseyen, kendisini aklın depolandığı yer zanneden, yaralayan, inciten, umursamaz, güya öğreten makamında, çokbilmiş eda, tevazu fukaralığı… Sıcak dostluklara yabani… Kendi bilgi kaynaklarının dışına asla çıkamayan ve bütün gerçek bilgiyi o kadarcıktan ibaret sanan… ezberini bozanlara tahammülsüz,.. tek vatanperver kendisi ve vatanın tek sahibinin de kendisi olduğunu vehmeden; dayatılmış tarihe mukabil alternatif tarihe de müracaat edenleri düşman belleyen… profil. Üzerine bir kitap bile yazılabilir…
Bir başka çağrışım: Cumhuriyet yazarlarından Sakallı Basri diye bir zat varmış, ona atfedilen bir söz: “Bu kadar cehalet ancak eğitim ile mümkündür…”
Bu topluma “peki, bize örnek bir ülkücü profili gösterin de nasıl bir davanız varmış ve o dava sizi nasıl bir şekle bürümektedir bunu o örnekten anlayalım? denirse, bu profilin gösterilmesinden korkarım.
Dostum, yavaş gel, selam ile gel, kelam ile gel, söverek gelme… Baş üstünde yerin var,
Melek K. : Hos bir fikir teatsinin böyle sonlandirilmasi nahos oldu.
Ergun Açıkgöz : çok güzel bir darb-ı meseldir.. günümüzde şaşılacak kadar çok kullanım alanı var malesef..
19 Eylül 2010
İlk yorum yapan siz olun