İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kutsal Meslek !

Üç kişi vurulmuştuk. Vites, Ali ve ben.

O zamanlar (1976) mesela Hacettepe Hastanesi’ne gidilmezdi.

Yaralılarımız A.Ü.Tıp Fakültesi’ni (Cebeci) tercih ederlerdi, ülkücü doktorlar var diye.

Çünkü ideolojik saiklerle ülkücü yaralılara bir yaralı gibi değil bir düşman gibi davranıldığı biliniyordu.

Yani o dönemde polis ve öğretmenler ikiye bölündüğü gibi doktor tabakası da iki bölüktü.

Ali ve Vites hastaneye benden evvel taksiyle ayrı ayrı getirilmişlerdi, ben dolmuşa binmiş, hastane önünde inerek topallayarak acil’e ulaşmıştım.

Acil’de hemşireler vs telaşla müdahaleye çalışıyorlardı.

Aramızda Ali kurşunu bağırsaklardan yemişti, ağır yaralı idi,

Vites (Abidin Palalı) diz kapağından vurulmuştu, ben ise kasığa yakın bacaktan.

Ali dikkatimi çekti o ara, gözleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.

Hemen eğildim, kulağıma “yakamdaki rozeti çıkart” dedi fısıltıyla.

Yakasında Fatih rozeti vardı.

Düşünebiliyor musunuz, ceddimizi sembolize eden bir rozet sebebiyle doktorlara itimad edemiyorduk o günlerde…

Ya bugün gelinen feci seviye !!!

Bu yüzden ne şahısları ne meslek gruplarını kutsallaştırmak doğru değildir.

Her mesleğin hakkını veren de var, o mesleği melanet işlerde kullanan da…

Yorumlar :

Turgay Şık : AZ KALDI ! Yapay zeka, bu benzer doktorların yerini alacak hatta ameliyatları bile MR görüntülerinin analizi ile birlikte çok rahat yapacaklar. Bu yapay zeka aynı zamanda organlardaki en ufak bir hatayı bilimsel algoritma ile tespit edip riski ortadan kaldıracak. Doktorlardan daha iyi bilecek YAPAY ZEKA.

Turgay Şık : Şimdi %80 doktorların yaptığı rütin işlere bir göz atalım.

Hasta geliyor ve doktor;

– Neyin var?

– İşte; şu var, bu var.

– Tamam şu ilaçları kullan.

Sıradaki hasta gelir ve doktorun mesaisi bitene kadar benzer diyalog ile geçer. Bunu programlanan ufak bir bilgisayar dahi yapar değil mi?

Rifat Gökalp : Doktorları kutsallaştırdılar organ sattı hakim savcı kutsallaştırdılar teröristleri salıverdiler sanatı kutsallaştırdılar deniz gezmiş gibilere güzelleme yaptılar en sonunda da liyakat diye diye her yanımızı sadakatsiz hainlerle kuşattılar Vah ki Vah. Ayrıca anlattığın hadise şimdiki iş bankasının olduğu yerde oldu gibi hatırlıyorum

Kenan Kılıçaslan : Rifat Gökalp evet, kavasın kahveye inerken

https://www.facebook.com/Haydar1506/posts/pfbid0j9tb2hgD4hF1N7m2dxWXrGiDVwUbNWHabcn3FBeLsQ4kjQs8ja2viRTm2e8byiYpl

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir