Bir hatıram:
Gökçek K.Ören’de seçimi kaybedince yerine gelenlerin baskısına maruz kaldım.
Sebep namaz kılmamdı.
6 ay kadar çalışıp sonra Sanatoryum Hastanesi’ne tayin oldum.
İşte o 6 aylık dönemde mevcut idarenin bir şube müdürünün bebeği vefat etmiş. Karşıyaka Kabristanına defnedilecek. Ben de motorize ekipteyim, motosiklet kullanıyorum. Şiddetli yağmur ve fırtına var. Bebekle alakalı bir evrağın Cebeci Asri Mezarlığı’na gidilip alınıp oradan da Karşıyaka’ya getirilmesi lazım. Bana söylediler derhal kabul ettim.
O şiddetli yağmurda motosikletin siperliği dışarıyı göstermez hale geldiğinden başımı yana eğip yolu görmeye çalışarak sular seller altında gidip evrağı aldım ve geri dönüp diğer mezarlığa yetiştirdim.
Şimdi sahneye bakın.
K.Ören belediye bşk ve bütün bşk yardımcıları, şube müdürleri ayrıca Y.mahalle bel başkanı ve bütün kadrosu tamamen oradalar.
Hepsi dizildiler. Ben de izliyorum.
(Not, aidiyetlerini ve isimlerini yazmıyorum)
İmam “buyurun cenaze namazına” dedi…
Kimsede kıpırtı yok…
Ben şaşkınım…
İmam bekledi bekledi, tekrar etti…
Kimse kıpırdamıyor…
Bebeğin babası bile.
Ben duramadım fırladım hemen, saf tuttum.
Beni gören 2 veya 3 amele de kazma kürekleri bırakıp yanımda saf oluşturdular.
Bebeğin namazını kıldık.
Babası kendi evladının cenaze namazını kılmadı yani.
Neyse, definden sonra evlerine davet ettiler.
İncirli semtinde bir ev. Girdim, ilk dikkatimi çeken şey, vitrinde cam arkasında bir Kur’an.
Yani nasıl analiz edilir bilemiyorum.
Demek ki Kur’an düşmanı değiller ama ya hayat biçimleri !!!
Sonra bir dede geldi, evde kim varsa hepsi büyük bir ta’zim ile dedenin elini öpüp saygıyla karşıladılar…
Mayınlı tarla olduğundan bütün açıklığı ile yazmıyorum. Bu kadarı kafi.
Sadece şu kadarını ifade etmeliyim, o camia (!) üzerinde itikadlarına dönük büyük oyunlar oynanıyor (Bizim camiaya da oynandığı gibi).
Tuzaklara düşmemelerini dilerim.
İlk yorum yapan siz olun