Bir arkadaşım var. Ben kitap okumaya ne kadar düşkün isem o kadar uzaktı okumaktan.
Bazen okusa da onlar da cam ile elmas arasındaki fark gibi insana ya bir şey kazandırmayan veya insanı ifsada dönük kitaplardı.
Bir konuşmamız esnasında sırf bu dostumu çok istifade ettiğim kitapları okumaya teşvik için dedim ki, “gardaş sen zeki bir adamsın, diğer arkadaşlar arasında en uyanık en akıllı sensin, bu kitapları sen daha çok anlar daha iyi çözümleyebilirsin, o kabiliyet sende var…”
Demez olaydım.
Her ne kadar iyi niyetle söylemiş olsam da sonra çok pişman oldum o ifadelerime.
O günden sonra arkadaşım kendisini çok zeki zannetmeye başladı.
Gitgide bu zannı kibre intikal etti.
Bugün geldiği noktada İmam Gazali (r.a.) den tutun Bediüzzaman’a ne kadar âlim ne kadar İslam adına neşredilmiş şaheser var ise bunların tamamına “sizin klasikler” diyerek burun kıvırıyor.
Herhangi bir mesele hakkında sohbet ettiğimizde derhal Hegel, Sokrates, Descartes gibi Batılı düşünür ve feylesofların görüş veya sözlerinden misaller getiriyor.
Ben pişmanım.
Mustafa Mercan : Pisman olma nasibi varsa olur sen vazifeni yapmissin
Fatih Mutlu : Hadisi şerifte Müslüman kardeşinizi yüzüne karşı övmeyin diyor. Kendin ettin kendin buldun..
Kenan Kılıçaslan : Aynen öyle
Murat İlkter : Öyle deme… Bir yol tavsiye etmişsin, başka yollara sapmış. Devam ederse Allah ömür verirse önünde sonunda hakikatı bulacaktır. Yeter ki kişi kendine dürüst olsun, zulmetmesin..
Kenan Kılıçaslan Murat İlkter : eyvallah abicim
Murat İlkter Kenan Kılıçaslan : İnsanın inandıklarına kıyabilmesi kadar zor bir şey yoktur…
Suheyb Rejika Rumi : kenanim dua edelim o saydiklari ona lezzet vermez doner gelir merak etme
Kenan Kılıçaslan Suheyb Rejika Rumi : inşallah ağabeycim
Kutlu Aytug : İnsanlar ne arıyorsa onu bulur. Kitaplar vasıtadır.
Yüksel Çakır : Son pişmanlık…
Sertif Parlak : İnşallah.
4 Eylül 2020
İlk yorum yapan siz olun