İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

EZBERİNİ SORGULA

(Evvela videoyu izle,

sonra yorum kısmına attığım yazıyı oku)

Üzerlerine titrediğin evlatlarına bakarak düşün.

Allah muhafaza etsin, birini paramparça etmişler, cesedi senin önünde; diğer bir bebeğin ise yaralı kurtulmuş ama dehşetten gözleri patlayacak gibi tir tir titriyor ve için için sessizce hıçkırıyor…

Empatiyi yapabiliyor musun ?

Sonra oradan, kavgalı olduğun bir komşun geçiyor ve yardım edecek yerde, “oh olmuş, bana bir gün şöyle şöyle yapmıştın” diye söylenerek bu facia karşısında memnun olduğunu gösteren bir ifadeyle arkasını dönüp gidiyor…

Ne derece çirkin, ne derece inanılmaz ve alçakça bir ruh hali değil mi?

İnsanın böyle bir facia karşısında nasıl böyle şeyler aklına gelebilir; insan nasıl bu derece canavarlaşabilir?

İnsanı bu derece merhametsiz ve acımasız yapan ne varsa o acilen terk edilmeli.

Bu ruh çöküşünü bir tarafa bırakalım…

“Bizim Filistin diye bir meselemiz yok,; Filistin bizim değil Arapların meselesi; zaten Araplar bizi arkamızdan vurmuştu; onlar da topraklarını satmasaydılar…”

Bu ezber uzun bir dönem toplumun hafızalarına en büyük tarihi gerçek gibi kazındı artık.

İslam âleminin unsurları içerisinde en büyükleri Türkler, Arablar ve Kürdlerdir. Yahudi/İngiliz şeytanları uzun gayretler neticesinde bu üç bloğu da birbirine karşı besleyerek soğuttu ve ayrılmalarına yol açacak tefrikalar ürettiler.

Düşmanın en büyük gücü burada yani bizim tek safta, tek buyruk altında olamayışımızdadır.

Cihanın en büyük ejderhalarına diz çöktürecek potansiyel bizde var ama ısrarla inatla geri tepiyoruz.

Bize milim milim ezberlettikleri nakaratları asla sorgulamayıp sahiplenip, parça olmakta ısrar ediyor, bütün olmaya asla yanaşmıyoruz.

İngiliz arşivleri açılsa ve bizzat İngiliz kraliçesi bile yani bu hakikati olmayan bilgileri bizzat üretenler, bunları kendilerinin uydurduklarını itiraf etse yine bizim malum tayfa inanmayacaklar.

Çok enteresan bir ruh hali.

Çok basit bir misal… Diyor ki, “sen babamı öldürmüşsün…”. O arada babası çıkıyor “hayır evladım ben ölmedim, hayattayım…” diyor. Ama o vatandaş ısrarla “yok baba, sen öldün, ahan da bu öldürdü seni…”

Böyle abuk subuk bir vaziyet.

Birçok ehl-i ilim çatlıyor yırtınıyor bunlara laf anlatmak için ama beyhude… Ya Hu diyorlar, eğer ihanet etmişlerse Osmanlı’ya etmişler, hani senin şu sabah akşam sövdüğün Osmanlı’ya. Bundan sana ne ! Eğer ihanet etmişlerse, o ihanet edenin oğlu bu Türk ülkesinde hem de ilk Reis-i Cumhurumuz tarafından neden iltifatlarla karşılanıp misafir edildi; tekme tokat dövülüp kovulması gerekmiyor muydu ? Eğer birileri ihanet etmişse, bizimle cephelerde omuz omuza düşmanlarımıza karşı vuruşup canlarını feda eden Arab şehidlerin ve gazilerin ne günahı var, neden bütün Araplara yönelik bir nefrete dönüşüyor tepkiniz?

Böyle onlarca yüzlerce cevaplar üstelik tarihi vesikalarla, delillerle ortaya konuluyor ama nafile…

Eskiden Ulus’ta Stad otelinin karşısında veya Anafartalar Çarşısının önünde seyyar kitapçılar olurdu veya gezerek destan okuyup kitapçıklar satanlar vardı. Şahmeran, kesikbaş hikayesi gibi. Birileri uydurmuş uydurmuş ince, 15-20 sayfalık kitaplar şeklinde bastırmışlar. Peynir ekmek gibi satılırdı. Bu toplumun büyük çoğunluğu o kitaplarla beslendi.

Eskiden bugünkü gibi kitap bolluğu yoktu. Özal sonrası bereketlendi kitap piyasası. Şimdi standlar yetmiyor kitap fuarlarına… Ama uzun yıllar halk tabakasının başucu kitapları onlardı. Şimdi büyük tarihi gerçekleri ve ilmi meseleleri alt yapısı böyle bir topluma nasıl anlatacaksınız?

Yalan olan bir tek cümle koskoca devleti, milleti ve ümmetine derece etkiliyor görüyorsunuz değil mi?

İlgili video burada :

https://www.facebook.com/watch/?v=304300435706148&ref=sharing

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir