İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

SEÇKİNLER ZÜMRESİ

Birbirinize laf yetiştirip yorulmayın.

Her davanın âşıkları olduğu gibi satıcıları da var.

Âşıklar milim milim gram gram toplarlar, kan-ter karşılığı…

Tacirler ise toplananın üstünde amirane dikilir sahip çıkar ve sonra hoyratça iç ederler onu.

Sana muzafferiyet zamanlarında bile en fazla bekçilik-gözcülük-koruma gibi vazifeler düşer.

Sen zaten talep de etmezsin, derdin o toplananları keseye atmak değildir ki.

Bu da onların işine gelir, işleri daha da kolaylaşır.

Uğrunda mücadele ettiğin her neyse onunla alakalı eleştiriler hep bu tacirlerin amelleridir.

Sen bir de bunlara cevap vermekle, sevdanı temize çıkarmakla uğraşırsın.

Değişmiyor maalesef.

Bir zaman meşhur bir hazretin huzuruna götürdüler beni.

Bütün cemaat karşısında diz üstü, ihtiram içerisinde dizilmişler.

Hazret ise karşıda ve yanında sadece bir tek kişi var.

Yani ekâbir denebilecek pozisyonda bir tek kişi.

Dikkatle baktığımda o tek kişiyi tanıdığımı fark ettim.

Kim çıktı biliyor musunuz ?

Bir devlet kurumuna sığır eti diye eşek eti sattığı medyada yer alan, benim çalıştığım kuruma da et satan bir tüccar…

Hâlbuki beni o zata götüren arkadaş, belki de o zatın en fedakâr en sadık bendesi idi… Silik bir şekilde, kenarda vecd halinde diz üstü duruyordu garibim.

Bu her yerde böyle. Posta göre muamele…

Vefa ve fedakârlık gibi hususiyetler bir tercih sebebi değil yani.

O yüzden, bütün muameleler, ameller, cehd ve gayretler sırf lillah için olmazsa insan çok hayal kırıklıkları yaşar.

Ve çirkinliklerine ateş püskürdükleriniz de umumiyetle bu tacir hüviyetli sansarlardır.

Oklarınızı sadece onlara atınız.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir