İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İstişare

Çoğu kez misal verdiğim bir hatıram:

Şamanistlik, Kamalistlik, Türk Milliyetçiliği, Türk-İslam sentezi, Ülkücülük vesaire gibi muhtelif sıfatlarla anılan kimlikler ile birebir tanışma, o kimliklerden istifade etme, o kimliklerle kimi zaman aynileşme-içiçe olma gibi bir gençlik devresinin devamında, menzil faktörü hayatımıza girince oraya intisab, sonraki devrede Kadiri-Rufai zikirleri vs..

Bu arada Marksist örgütlerin her birisinin hâkimiyet alanları, temel ayrılık sebepleri, kendilerine has sloganlarına kadar düşmanı tanımak lazım mantığı sebebiyle o cenahı da ezber etme faslı.

Özel bir alan olarak akaid-tarih-sosyoloji gibi sahalarda yıllar süren hususi çalışmalar.

İlk tanımam nasıl oldu’nun enteresan cevabını bir başka zamana havale ederek, Risale-i Nur sohbetlerinin başlaması da 1985.

Herkesin bir ihtisas alanı var.

Kimi felsefe kimi bir başka alanla iştigal eder.

Ben de o tarihten bu yana Risale-i Nur Külliyatı üzerinde okumalar, araştırmalar yaparım.

Bir dönem Bediüzzaman hazretlerinin has talebelerinden merhum Said Özdemir ağabey ile yakın sohbet nasib oldu.

Üstada dair hususi bilgilerini dinlemiş oldum kendisinden.

Ben Said ağabey diyeyim, siz mensup olduğunuz camianın en tepesindeki zatı düşünün.

Mutemed görmüşler demek ki bir gün istişareye beni de götürdüler.

Said ağabeye, Bediüzzaman hazretlerinin yadigarı olması sebebiyle malum büyük bir ihtiram gösteriliyor.

Ayrıca kendisine has meziyetleri de olan, umumi vaiz, fasih bir hatib, ihlas abidesi nurani bir mübarek.

İstişarede Said ağabey de var.

Konu ne idi unuttum ama hararet gittikçe yükseliyor, adeta kıran kırana bir hal alıyordu istişare.

Önceki zamanlarda Said ağabeyin önünde adeta hazırolda duran o gençler, şimdi karşı fikirlerini öyle ısrar ve hararetle savunuyorlardı ki şaşırdım ve yadırgadım.

İçimden “bu nasıl saygısızlık böyle” gibi söylendim de.

Neyse, sözün kısası, dışarı çıkınca aralarından en samimi olduğum kardeşe sordum: “ya hu bu nasıl iş, Said ağabeye karşı nasıl bir tavırdı o?”

Bana cevap verdi: “Bu bir istişaredir. İstişare Allah için hak bildiğin, hak olarak anladığını söylemek ve onu müdafaa etmektir. Karşında kim olursa olsun. Bu istişarenin bir kaidesidir.”

—–

Sözü bundan sonra uzatmak laf israfı olacak. Nokta.

Yorumlar :

Ali Dagli : Evet evet haşhaşi lerde aynı😉şarlatan canlı bomba olun dese hiç itiraz etmeden kabul edip vardır bir hikmeti derler…

Yavuz Kılıçarslan : Heybe ful dolmuş… Benim favorim Menzil… 🙂

Saadet Keskin : Said agbin hakikat onlar seriattamiydi ☺anlasamadilar

Kenan Kılıçaslan : her ikisi de şeriat her ikisi de hakikat olabilir. biri hasen olur diğeri ahsen olur

4 Şubat 2017  · 

https://www.facebook.com/571kenankilicaslan632/posts/pfbid0cakFcA1fDRwRegxytkfZhfN1ePHT6wRHFuv7ahU6jbLuJjdUWL8FVSex2kzDvF5Ql

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir