İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Deccal Hadisine İtiraz

Kenan Kılıçaslan

Hz. Âişe’nin (r.a.) anlattığına göre Nebî (s.a.v.) namazda iken,

(teşehhüdde selam vermeden önce) şöyle dua ederdi:

اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَمِنْ عَذَابِ النَّارِ

وَمِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ وَمِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ

(Allahümme innî eûzübike min azâbi’l-kabri ve min azâbi’n-nâri ve min

fitneti’l-mahyâ ve’l-memâti ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-Deccâl.)

“Allahım! Kabir azabından, cehennem azabından,

hayatın ve ölümün fitnesinden, Mesih Deccal fitnesinin şerrinden Sana sığınırım.”

(Buharî, el-Câmiu’s-Sahih, I, 211)

(Paylaşımın altındaki yorumlar.

Cevap verdiğim şahıs yorumlarını sildiği için ona ait ifadeler görünmüyor.)

Kenan Kılıçaslan

Allah’ın vahyi olan Kur’an, o Peygamberi dinleyip itaat etmeyi de öğretmiyor mu?

Kenan Kılıçaslan

Peygamberimizi kabul ettiğinize göre itirazınız raviye veya rivayetin kaynağına olmalı… bakınız kaynakları belirtilmiş, hepsini de mi kabul etmiyorsunuz ?

Kenan Kılıçaslan

Sevgili kardeşim,

Müslümanlar arasında salgın bazı anlayışlar var.

Hadislerin reddi ve meali tek merci bilmek bunlardan birisi.

Meali diyorum zira Kur’an tek merci diyenler bize Kur’an olarak nakledilen o rivayetin manalarına ancak mealler yoluyla ulaşabiliyorlar.

Bu durumda tek merci olarak artık meali kim yaptıysa onun Kur’andan anladığı manalar kabul edilmiş oluyor.

Meal ve hadis tartışmaları bir yana, ben meseleyi özetlemek için kısaca şunları ifade etmek istiyorum.

Kenan Kılıçaslan

Şu yazdığınızı ben yazmış olsaydım bana şunlar denebilirdi:

– Bu durumda siz kendinizi Furkan’ın yerine koymuş olmuyor musunuz ?

– Kendi anlayışınızı Peygamberin anlayışından daha öne koymuş olmuyor musunuz?

– Siz “kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki, o her şeyi açıklayan Kitap’ta bulunmasın.” (En’am 59) buyuran Kur’an’da görememişsiniz ama Kur’an’ı getiren Peygamber o azaptan bahsedip ümmetini sakındırıyor.

Bu durumda siz o Peygamberin getirdiklerinden aklınızın kabul ettiğine evet etmediğine hayır demiş olmuyor musunuz ?

Kenan Kılıçaslan

– “Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Haşr Suresi,7) ve “O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz. O(nun konuşması kendisine) vahyedilenden başkası değildir.” (Necm Suresi, 3-4) mealindeki ayetlerin sizin dünyanızdaki yerleri nedir?

– Peygamberin getirdiklerinin hangisinin vahiy hangisinin olmadığını nasıl ayırt edebiliyorsunuz?

Kur’an da Hadis de bize aynı kaynaklardan ulaşmıyor mu?

O kaynakların naklettiğinin bazısını kabul bazısını reddetmek bir çelişki değil mi?

Kenan Kılıçaslan

– O ravileri güvensiz buluyorsanız siz Kur’an’a hangi güvenilir kaynaktan ulaşıyorsunuz?

Özel bir ulaşım kanalı mı buldunuz?

-“Firavun ve adamları SABAH-AKŞAM ATEŞE ATILIRLAR. KIYAMETİN KOPACAĞI GÜN DE DENİLİR Kİ; Firavun hanedanını ateşin en şiddetlisine sokun.” (Mümin, 40/46) mealindeki ayeti nasıl anlıyorsunuz?

Kıyamete kadar sabah akşam nerede ateşe atılacak bunlar, kendilerini bekleyen feci azaba bakarak nerede tir tir titreyecekler ?

Kenan Kılıçaslan

Son sözüm:

“Allahım! Cehennem azâbından, kabir azâbından, hayat ve ölüm fitnesinden, kör deccâlin fitnesinin şerrinden Sana sığınırım” (Müslim, Mesâcid 128, 130-134; Ebû Dâvûd, Salât 149, 179; Nesâî, Sehv 64).

Kenan Kılıçaslan

Tamam kardeşim, olur… Kur’an’ı insanlığa getirip tebliğ eden Zatın (a.s.m.) o Kur’an’ı tefsiri demek olan hadislerini bir kenara iterek, kabir azabını bize haber veren çok sayıda hadislerin ravileri olan sahabelerden başlayarak İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye, İmam Gazali’ye, İmam-ı Rabbani’ye, akaid imamlarımızın tamamına, kabir azabı vardır ve haktır görüşünde ittifak etmiş Ehl-i Sünnet ulemasının binlerce kartalına mukabil, mezhebi reddeden, Ehl-i Sünnete muhalif türedi çıkışlarıyla tanınan bayraktar bayraklı gibileri dinleyip okuyayım bundan gayrı.

Bu dinin hameleleri olan ve bize ulaştıran binlerce dahi, abide, yaşayan Kur’an olmuş zatları bırakıp da henüz yeni prof olmuş bir öğretim üyesi zatı otorite olarak kabul edeyim.

Gökgürlemesi ile ciyaklamaların farkı gibi. Eyne’s-serâ mine’s-Süreyya… (merak etmeyin, yine de verdiğiniz o linklere baktım)

Kenan Kılıçaslan

Bu noktada fren pedalını kullanmanızı tavsiye ederim.

Zira bir adım ötesi, benim de peygamber kadar aklım var sözüdür

Bir milyon hadisin hâfızı ve râvîsi Ahmed İbni Hanbel Hazretleri de Kur’an’a bakacak siz de ve Kur’an hususunda sizin sözünüz muteber olacak öyle mi ?

Farkında mısınız salt aklı ne derece ön plana aldığınızın ?

Adem Önler

amin

Vedat Özgül

Kime yazmışın abim ben göremiyorum sanki biriyle sohbettesin gibi

Kenan Kılıçaslan

Evet abicim, sonra gitmiş

29 Şubat 2012

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir