Sosyal medyadaki bazı çalkantılar ve daha önümüze çıkacak başka meselelerle ilgili, mücadele tarzımızı şekillendirecek bazı ölçülerden bahsedelim.
Bir hükmün illeti ayrı hikmeti ayrıdır.
İllet bir ibadet veya işin hakiki sebebidir.
Hikmet ise o işin netice verdiği faydalardır.
Biz bir ibadet veya ameli İlleti için yaparız, hikmeti için değil.
Bir ibadetin illeti yani yapılış sebebi, hakkında İlahi emir oluşudur.
Şer’i hükümler iki kısımdır.
Bir kısmına taabbüdi denilir, Allah emrettiği için yapılır ve aklın kendi başına ulaşamayacağı hikmetleri bilinmez.
Diğer kısma ise makulu’l-mana tabir edilir ki, bu emir ve yasakların altında yatan hikmetler araştırılıp öğrenilebilir.
Mesela namaz kılıyoruz. Neden ?
Allah bize emretmiş, namazı kılın diyor.
Aynı zamanda namaz kılmanın ruha kazandırdığı sayısız faydalar da var.
Biz faydası sebebiyle değil, hakkında emir olduğu için o namazı kılarız.
Hınzır eti haram kılınmış.
İllet İlahi iradenin yasaklamasıdır.
Diyelim ki Hınzır etinin birçok faydası bulundu.
Ne olacak, bu yasağa itiraz mı edeceğiz ?
Biz illete tabiyiz.
Hikmet (fayda veya zarar) bizim için tercih değil sadece (zayıflar için) teşvik konusu olabilir.
Bunu anladıysak bir diğer konuya geçiyoruz: İHLAS.
Bunu da daha derinlikli anlayabilmek için, bir ihlas kahramanından misal verelim.
İsmi Celaleddin Harzemşah
Meşhurdur ki, bir zaman İslâm kahramanlarından ve Cengiz’in ordusunu müteaddit defa mağlûp eden Celâleddîn-i Harzemşah harbe giderken, vüzerâsı ve etbâı ona demişler:
“Sen muzaffer olacaksın. Cenâb-ı Hak seni galip edecek.”
O demiş: “Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedarım. Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmam. Muzaffer etmek veya mağlûp etmek Onun vazifesidir.”
İşte o zat bu sırr-ı teslimiyeti anlamasıyla, harika bir surette çok defa muzaffer olmuştur.
Bunu da anladıktan sonra, karşımıza çıkan şartların olumsuzluğu, öldük, bittik, yandık, mağlubuz teslimiyetten başka yol yok, gibi yaklaşımlar bizim hayatımızda yer bulabilir mi ?
Biz almamız gereken tavrı alırız.
Yapmamız gereken cihadımızı yaparız.
Üstümüze borç olan vazifemizi eda ederiz.
Netice bize ait değil, o Cenab-ı Hakka aittir.
Galib de etse mağlub da etse…
İmtihanımız budur, mükellef olduğumuz mücadeleyi yapmak.
İlk yorum yapan siz olun